kişi görüntüledi

aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ocak 2012 Pazartesi

Sen



Elele tutuşup dolaşsak şehri baştan
Sanki hiç görmemişçesine
Avuçların avuçlarımı terletse.
Bilmesem heyecandan mı,
Yoksa sıcaklığından mı?

Gözlerin gülse yine muzipçe
Aklında türlü muziplikler
Ne diyeceksin: gözünün içine baksam
Yine saçmalasak
Yine gülsek


Günce

Hatırlıyorum da; ilk evi aldığımda terk etmişti. "Sen artık evlen" dedi. "Evi de aldın." "Ben de bakıyorum zaten çevreme, ben de bulunca evlenicem." 


O zaman keşke almasaydım dedim, 
keşke biraz daha tek odaya tıkılı yaşasaydım. 
Öyle daha mutluydum sanki. 
Akşamları o gelecek. 
'Bugün ne yapıcaz acaba' heyecanı... 

'Onunla ne olursa yaparım zaten!' ler.
Bana boş gelen her şeyi yapmıştım eğlenerek onunlayken. 
Entelektüel olması gerekmedi hiç, 
yaş farkını kapatması için çabalaması gerekmedi. 
Kendini ifade ediş tarzı, hareketlerindeki doygunluk, 
aradaki boşlukları sürekli espriler yaparak kapatması...

Yapacak hiç bir şey bulamazsa iphone'unu çıkarıp bana yeni keşfettiği bi oyunu gösterirdi. Yada bugün borsada neler olup bitmiş, hangi ünlü yeni bir şarkı çıkarmış, hangi şarkılar artık demode olmuş, onlardan bahsederdi.

Erkeklerin çok kötü olduğu alışveriş konusunda bile iyiydi. Bu sene neler moda, nerede ucuz giyim kaliteli, şık modern bir bayan bugün ne giymeli... Her şey konusunda biraz fikri vardı, her zaman.

CILIZ

    Şakaklarımda cılız sesinin güçlü tınısı.
    Sarsıla yalpalaya yaklaşan gövden, bir hışım.
    Asi bileklerinin hiddetle kıvrılışı.
    Yanağıma kapanışı bir cümbüş cılız parmaklarının.
Özlem tenim, öfke yanığı ellerinde. 
Hoyrat çarpışmalarda buluşmalarımız, sakınışsız sevişmelerden göçebe. 

8 Ocak 2012 Pazar

ÜÇ YÜZ SEKİZ

Kum yığınları… Düşten pamukların saçak saçak gölgeleri... Efkârlı deniz…

Terli avuçlarım avuçlarına sığınmıştı. Şansımız yoktu o gün de dünkü gibi. Yine denizin dalgalarıyla boğuşacaktık biraz maviye bulanabilmek için. Yine denizden çıkınca kumlar ılık olacaktı. Ve biz havlularımıza koşacaktık titreyerek.

7 Ocak 2012 Cumartesi

UYKUSUZLUK - 11 Nisan 2010

     Kendimi zorluyorum uyumak için ama  boşuna biliyorum.  Her gece olduğu gibi bu gece de kabul etmeyecek uyku beni sıcak kucağına. Ve bir yüzyıl daha dolanacağım çarşaflara rahatsız devinimlerle. 

     Bende unuttuğun lacivert bluzunun ruhuma ördüğü ince zırh işe yaramıyor artık gecenin soğuğuna karşı. Ve silikleşmesini yavaşlatmıyor anılarımızın. Kokunu yayamayacak kadar sayamadığım bir zaman boyunca tenini özlemiş olduğundandır belki.