kişi görüntüledi

3 Şubat 2012 Cuma

GÜNÜN DEYİŞİ - 3 Şubat 2012


İnsan yendiden doğmadan önce mutlaka ölmelidir.
Ölmek, hüzünlerin yönettiği kaba saba bir dünyadan yok olmak ve daha üst bir düzeyde ortaya çıkmaktır.

1 Şubat 2012 Çarşamba

GÜNÜN DEYİŞİ - 1 Şubat 2012

Çölde yolculuk yapmanın ilk kuralı, beraberinde çok az şey taşımaktır.

Tanrılar Okulu'ndan Alıntılar IV



Sen herşeyin nedenisin ve her şey sensin. Bir gün iyileştiğinde (herşeyi daha net görebildiğinde), dünyanın dünyanın kaynağının sen olduğunu bileceksin, O, var olabilmek için sana gereksinim duyuyor... Onu yaratanın, keşfedenin sen olduğunu unuttun ve kendi yarattığın şeyin gölgesi oldun.
        *

Kaderini Ebediyen Değiştirmek... BÖLÜM4



Hatırlatma
"Oteldeki görevli sana bunun için üç ay gerekeceğini söylediği anda sen zaten yenilgiyi kabul etmiştin. O andan itibaren biletleri aramadın bile."  dedi.

devamı...


İkna edebilmek için sözünü kesmeye yeltendim ve Deramer'ın sert bir hareketi, daha ağzımı bile açmadan, kanımın donmasına yetti.
"O dakikadan itibaren sen biletleri değil, dünyanın sana dayattığı imkansızlık tarifini desteklemek için, herşeyin gerçekten öyle olduğunu ve başarmanın imkansız olduğu inancını güçlendirmek için mümkün olan yolları aradın.

31 Ocak 2012 Salı

Kaderini Ebediyen Değiştirmek... BÖLÜM3


Hatırlatma Şaşırtıcı bir biçimde, bulamazsam yitireceğim şeyin, bu görevimin görünürdeki başarısızlığın çok ötesinde olacağını bilen bir iç ses, çabalarımı sürdürmem gerektiğini söylüyordu.

devamı...


Savoy'daki çay saati ve beraberinde Dreamer'a sunacağım korkutucu raporu açıklama zamanı yaklaşmaktaydı

Tanrılar Okulundan Alıntılar III (duygusal)



Tüketmem gereken her şeyi tüketmiştim; sözcükler, anılar, gözyaşları.
            *
Işıklar söndü ve tablolar kınıa sokulmuş iki kılıç gi,bi karanlığa gömüldü. Mum kokulu loş ışıkta anlattığı, bin yılı aşkın zamandır sessiz kalmış olağanüstü öyküsünü dinledim.
           *

GÜNÜN DEYİŞİ - 31 Ocak 2012

Kişi, başına gelen durumlara karşı tavrını değiştirdiğinde, başına gelecek olayların doğası da zamanla değişecektir.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Kış Geldi, Camda Mahmureler

Kış geldi. Beyaz örtüler altında tertemiz oldu sokaklar. Üstünde nazlı dumanı tüten bir fincan sıcak çikolata, veya kahve iyi gider şimdi.
Camın önündeki rahat koltuğuna kurul, sehpanın üstüne bir iki sevdiğin dergiyi at. Şimdi istemesen de az sonra, manzaranın tadını biraz çıkarınca okursun.

Böyle zamanlarda hep çok sevdiğim bir arkadaşımın beni, yemyeşil ve çiçekli bir bahçenin harika manzarasına ve yeşil mavi, dupduru bir havuzun buğulu bir yaz öğleden sonrasını anımsatan atmosferine davet ettiğini düşlerim!

Birlikte sevdiğimiz başka aydın görüşlü dostlarımızla sıralanmışız havuzun kenarına. Yahut duvarları boydan boya cam, üst kattaki ince uzun galeride, kadife rahatlığındaki berger koltuklarımıza kurulmuşuz. Baharın olağanca kışkırtıcı kokuları ve neşeli çiçek yapraklarıyla havunu kenarında yaptığı dansa bakıp, birbirimize edebi paslar atıyor, laflıyoruz.

      ... devamı var

Kaderini Ebediyen Değiştirmek... BÖLÜM2

Hatırlatma: Doğrudan "O biletleri bulamadın" dedi. Bana verdiği görevi hayati bir mesele olarak görüyordu. Yapamayacağımı bildiği halde bana bu görevi neden verişti!

devamı...

O biletleri bulabilmek için herşeyimi ortaya koymuştum. Bütün günümü o imkansız iki koltuğun peşinde oradan oraya koşturup durmuştum. Sefiller, West End'in yakın tarihindeki en başarılı gösteriydi. Dreamer'a araştırmamın sabah erken saatte ne şekilde başladığını ve hiçbir şeyden habersiz biçimde St. James'teki resepsiyon görevlisine, bu akşamki oyun için iki yer ayırtmak istediğimi söylediğimde, bana nasıl bir kahkahayla güldüğünü anlattım. Adam gülerek, "nasıl yani, bilmiyor musunuz?" diye yanıtlamıştı.  "O gösteri için  üç ay öncesinde bile yer bulabilir misiniz, bilmiyorum..."

Kaderini Ebediyen Değiştirmek... BÖLÜM1

Dreamer'a, New York'a geri dönmeden önce onu bir kez daha görüp göremeyeceğimi sordum. Ertesi gün akşam için bana randevu verdi. Savoy'da buluşacaktık. Sonra sanki geçerken de bir görelim der gibi, Les Miserables (Sefiller) gösterisine iki bilet almamı istedi. Bu isteği beni şaşırtmıştı. Sabah bununla ilgileneceğime söz verdim.

En olağanüstü buluşmalarımızdan biri olacağına inandığım bu randevuya tam zamanında gittim. Savoy'un Thames lobisi o saatte çok kalabalıktı. Dreamer oradaydı; elindeki dumanı tüten çay fincanından bir yudum almak üzereydi. Önündeki küçük masa değişik pasta ve keklerle silme doluydu. Keklerin, pastaların ve gümüş servis takımlarının yer aldığı masa kusursuz görüntüsü ile tam da onun hoşlandığı biçimdeydi.

GÜNÜN DEYİŞİ - 30 Ocak 2012

Bağımlı olmak, kişinin kendisine inanmayı bıraktığının  ve düşlemekten vazgeçtiğinin bir göstergesidir.